Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

18 Mart 2012 Pazar

Tarihsel Bir Yanlışlığın Hikayesi AMERİGO - Stefan Zweig

Amerigo
Tarihsel Bir Yanlışlığın Hikayesi
Stefan Zweig
Çeviren: Ogün Duman
Can Yay. / 3. Bas. / 2008
Tarih nedir sorusuna cevap aranırken boğuşulan konulardan biri de rastlantıların tarihsel olaylardaki yeridir. Stefan Zweig’ın biyografi çalışmaları bu konudaki merakımı hep diri tutmuştur. Tesadüflere yer açan bir yaşam, tarihsel bir kişilik olmak için elzem midir bilemeyeceğim, ama bireysel bir tarihin oluşumunda tutkunun ateşinin harlanması için gereklidir; özellikle de her şeyin planlanarak öngörülmeye çalışıldığı bir çağda.

Derste bir arkadaşımızın sormuş olduğu soruya, hocamızın “ehh bu da yaşamın cilvesi” diye cevap verebilecekken; soruyu Amerigo Vespucci ve Colombus’un hikayesinden bahsederek yanıtlaması sonucu kitabı tekrar okudum.
"Amerika'ya ‘Amerika’ adı kimin anısına verilmiştir?

Bu soruyu ilkokul çocukları bile hiç düşünmeden hemen yanıtlar: Amerigo Vespucci. 
Oysa ikinci soru yetişkinlerin bile duraklamasına, kararsızlığa düşmesine yol açacaktır, çünkü soru şu: neden dünyanın bu kıtası tam da Amerigo Vespucci'nin ön adıyla vaftiz edilmiştir? Vespucci, Amerika'yı keşfettiği için mi? Hayır, burayı kesinlikle o keşfetmedi! Yoksa Amerika açıklarındaki adalar yerine anakaraya ayak basan ilk kişi olduğundan mı? Bu nedenle de değil, çünkü anakaraya ilk kez Vespucci değil, Kolomb ile Sebastian Cabot ayak bastı. Öyleyse belki de, haksız yere buraya ilk ayak basan kişi olduğunu iddia ettiğinden mi? Vespucci hiçbir zaman herhangi bir makama başvurup böyle bir hak iddiasında bulunmadı. Yoksa bir bilgin ve haritacı olarak hırsa kapılıp söz konusu kıtaya kendi adının verilmesini önerdiğinden mi? Hayır, bunu da hiçbir zaman yapmadı ve büyük olasılıkla ömrünün sonuna kadar adının bir kıtaya verildiğinden haberi bile olmadı. Peki bunların hiçbirini yapmadıysa, nasıl olup da adının ebedileşmesi onuruna Amerigo Vespucci erişmişti? Neden Amerika'nın adı Kolombiya değil de Amerika. 
Bunun sebebi, rastlantı, yanlışlık ve yanlış anlamalardan meydana gelen bir arapsaçı; asla çıkmadığı ve hiçbir zaman çıktığını iddia etmediği bir seyahat sayesinde ön adını dünyamızın dördüncü kıtasına verme şerefine erişmiş bir insanın hikayesi" 
Cennet vaadiyle düzenlenen seferler ile Avrupa insanı, gördükleriyle, öğrendikleriyle karanlık bir çağı yırtmaya başlamıştır. İnsana yaşamı sunan deniz, çocuğunun meraklı sorularında, tutkulu arayışında da onu yalnız bırakmamıştır. Kıyıdan kıyıdan giderek yapılan keşifler ile aklın sınırları kadar mekansal sınırlarda aşılmaktadır. Aşan insan kendi gücünü keşfetmektedir. Dalgaları da aşarak denizaşırı yolculuklar ile güneş ışınlarının gemileri yaktığı, hiçbir kara parçasının olmadığı söylenen yerlerde cennet keşfedilmiştir. Vespucci’nin hikayesi böyle bir dönemde geçmekte.

Keşfedileni anlamak ve anlamlandırmaya çalışan insanın yardımına bir broşür yetişir; Mundus Novus (Yeni Dünya).
“Bu broşürü dünya tarihi içinde böylesine ünlü ve önemli kılan, ne içeriği ne de dönemin insanlarında yarattığı heyecandır. Mektubun asıl özelliği, garip bir şekilde mektubun kendisi değil, başlığında yer alan şu iki sözcüğün, şu dört hecenin, yani Mundus Novus’un evrene bakış açımızda devrim yaratmış olmasıdır.” 
Yanlışlıklar dizgesinin oluşmasında bu broşürün, yazarının niyetini aşan bir etkisi olmuştur. Ne de olsa dönemin önemli özelliklerinden birisi de merak! Daha doğrusu merakın kitleselliği. 

Dönemi ve hikayeyi, “tarih mükemmel bir drama yazarıdır; tragedyalarında olduğu gibi komedyalarında da parlak bir son bulmakta son derece yetkindir.” diyen Zweig’ın kaleminden okumak büyük bir keyif. Siz de tarihsel olayların ve kişiliklerin destansı anlatımlarından sıkıldıysanız ve insanın var olduğu bir tarihsel bakışı önemsiyorsanız kitabı okumanızı öneririm.

Bütün bu keşifler tarihinin, “beyaz insandan sonra” diye başlayan bir tarihin de başlangıcı olduğunu unutmadan!

* Bütün alıntılar kitaptan yapılmıştır.

1 yorum:

  1. 'Broşürün yazarının niyetini aşan bir etkisi olmuştur' derken biraz hatalı değil misiniz? Saint Dié daki o yayıncının, ünlü olma düşünceleri yok mudur? Galiba öyle yazıyordu kitapta. Yani diyeceğim art niyetli, popülarite düşkünü bir insandır 'Vespucci Kolomb'a karşı' ya da 'Kolomb Vespucci'ye karşı' olayının başlangıcı.

    YanıtlaSil