Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

10 Ağustos 2012 Cuma

KABİL - İsyankar ve Günahkâr

Kabil
(Kaim) 
Jose Saramago
Çeviren: Işık Ergüden
Kırmızı Kedi Yayınevi
Ekim 2011
İnsanın varlığı kadar eski olan sorulardan biri de iyilik ve kötülük üzerinedir. Bu soruya verilen cevapların insanın tarihini anlama da/anlatma da önemli bir yer tuttuğunu, bu cevaplarda da dinin küçümsenmeyecek etkisi olduğunu söyleyebiliriz.

İnsanın özünün kötü olduğuna dair yaygın bir inanış vardır. Hoşnutsuz olan durumun nedenini kötülük ile açıklamak ve umut için iyiliğe ihtiyacımız olduğu düşüncesi, iyi ile kötünün mücadelesine dair bir bakışı da içermektedir.
“Sonuç olarak, ya şeytan bizim sandığımızdan daha güçlü ya da biz, dünyanın kötücül tarafı ile iyicil tarafı arasında çok ciddi zımnen azından zımni- bir suç ortaklığı ile karşı karşıyayız.”
Jose Saramago yeryüzünün ilk günâhkarı kabil üzerine yazdığı kitapla bahsettiğimiz bakışı ele almakta ve Katolik Kilisesi ile bilinen tartışmasına da devam etmektedir. En eski hikayelerden birinin, suç, ceza, ahlâk, adalet, lanetler, cinayetler, savaşlar gibi kavram ve eylemler ile örülmüş anlatımı ile bize günümüzü anlayabilmek için de sağlam bir zemin sunuyor : Günahın şehvetini arzuları ile kucaklayıp ahlaksızlaşmış, kötülüğün çamurlarına bulanmış, yoldan çıkmış insanları efendi eskiden doğrudan kendisi cezalandırırken, şimdi bu işi yeryüzünün efendileri yapıyor.

* * *

Kabil’in ebeveynleri, efendinin cömertliği ile cennet bahçesinde sefa içinde yaşarlarken, anlık zevk merakı ile yapmamaları gereken şeyi yaparlar, elmayı yutuverirler. İnsanın cennetten kovulup yeryüzünde başlayan yeni macerasında itaatsizlik vardır ki efendi bunu hiç unutmayacak, insanlara da unutturmayacaktır.
“biz erkekleri, gırtlağımızdan ne inen ne çıkan o sinir bozucu elma parçasıyla sonsuza dek damgalanmış bıraktı.”
Yeryüzü efendilerinin en önemli damgalama araçlarının medya olduğunu söylesek abartmış olur muyuz? İyi olanın varolması için kötünün yaratılması ya da gösterilmesi meselesi…

Yapabilme yeteneğinden yoksun adem ile havva yeryüzünün çetin koşulları karşısında korkuya kapılıp, efendiye pişmanlıklarını sunarlar. Yeryüzündeki yaşam, efendiye hizmet ve kulluk görevleri ile devam eder.

Efendi, cennetinde kendisine itaat zaafı gösteren adem ile havva’nın çocuklarını da sınavdan geçirmek ister: Emeklerinin ürününün efendiye sunulması. Habil’in ürünü beğenilirken kabil’in adağı beğenilmez. Kabil buna çok kızar ve kıskançlık içinde habil'i öldürür.

Habil;
“kardeşinin üzüntüsüne katılmak ve onu teselli etmek yerine, onunla alay etti ve sanki bu da yetmezmiş gibi, kendi kişiliğini yüceltmeye koyuldu; şaşkınlık içindeki ve yapacağını bilemeyen kabil’in karşısında, kendini efendi’nin gözdesi, tanrı’nın seçtiği kişi ilan etti.”
Efendinin seçilmişi habil’in şımarıklığı ile kabil’in ezilmişliği ve yok sayılmışlığı... Bu sınanma meselesinde akan kardeş kanının sorumlusu kim?
“ ben habil’i öldürdüm çünkü seni öldüremezdim, ama benim niyetimde sen ölüsün, Ne demek istediğini anlıyorum, ama ölüm tanrılara yasaktır, Evet oysa kendi adlarına ya da kendileri yüzünden işlenen cinayetleri üstlenmeleri gerekir.”
Kabil yeryüzünde kaçak ve serseri dolaşmaya mahkum edilir. Ve mahkumiyetinin işareti olarak alnından lekelenir.

Kabil’in kâh bir eşeğin sırtında kâh yaya olarak, eski ahit diyarlarında zaman ve mekân tanımayan serüveni başlar. Saramago’nun kabil’i geçmiş, gelecek, şimdi arasında dolaşan bir iz sürücüdür.

Kabil’in yolu âdem, eyüb, ibrahim, nuh, lût peygamberlerle ve kutsal kitaplarda yer alan kişilerin çoğuyla kesişir.

Kitabı okumayı düşünenleri, kabil’in yoldaşlığından mahrum etmemeye çalışarak küçük alıntılarla devam edelim.
“efendi ibrahim’e kendi oğlunu kurban etmesini emretti, bunu gayet sıradan bir şekilde yaptı, tıpkı susamışken bir bardak su ister gibi; demek ki, alışkın olduğu ve gayet sağlam temellere dayanan bir durum bu.”
En sevilen kişiden koça uzanan kurban etme ritüeli ile itaat arasındaki ilişkinin günümüzdeki biçimleri sorusunu kenara not edip devam edelim.

Babil Kulesi, insanoğlunun gökyüzüne yükselme çabasıdır. Efendi, kendisine ulaşma çabasıyla yapılan bu yapıdan hoşlanmaz ve o zamana kadar aynı dili konuşmakta olan insanların dillerini karıştırarak birbirlerini anlamalarını engeller. Babilin insanlarına reva gördüğü umutsuzluktur.
“Onun en büyük kusuru kıskançlık, kendi çocuklarından gurur duymaktansa hasedin sesine kulak vermeyi tercih etti, insanların mutlu olduğunu görmeye efendi’nin dayanamadığı açık.”
“efendi emirlerine uymayanlara felaket ya da hastalık gönderir, Demek ki efendi kinci biri.”
Sodom ve gomara felaketinden bağışlanan lut’un karısının başına gelenleri alıntılamazsak olmaz.
“Lut’un karısı, verilen emre uymayarak ardına bakınca tuzdan heykele dönüştü. Ardından olup biteni öğrenmek istemek çok doğalken neden bu şekilde cezalandırıldığını o gün kimse anlayamadı. Ola ki efendi merakı ölümcül bir günah gibi cezalandırmak istemiştir…”
Velhasıl, kabil bu yolculuk boyunca oğlunu kurban etmeye kalkışan İbrahim’in, cinsel tercihlerinden ötürü üzerine kükürt ve ateş yağdırılan Sodom ve Gomora halkının, vücudu baştan ayağa yaralarla kaplanan Eyüb’ün ve daha nicelerinin başına gelenleri görünce gözlerine ve de efendiye inanamıyor!
“kaçınılmaz olan ve artık çoktan sıradanlaşmış ölüler ve yaralılar bir yana bırakılırsa, alışıldık yıkımlar ve daha da alışıldık yangınlar bir yana bırakılırsa, hikâye, her koşulda, güzeldir, imkânsız diye bir şey bilmeyen bir tanrı’nın gücüne kanıttır.”
* * *

Kabil’in son durağı nuh’un gemisidir. Efendi durmadan insanların başına felaket getirmekten yorulmuş olmalı ki, yeni bir başlangıç için “son felaketi” için nuh’a emirlerini verir. Saramago’nun gemide yaşananları nasıl ele aldığını anlatmayalım, ama sorumuzu soralım: Yeni bir başlangıç kabil’in mi efendi’nin mi eseri olacaktır?
“ Efendi işitmez, sağır o, her yandan ona yakarıyorlar, yoksullar, bahtsızlar, talihsizler, dünyanın kendilerine çok gördüğü yardımlar için ona yakarıyorlar, ama efendi onlara sırtını dönüyor…”
Kabil kimdir;

Kabil isyandır,

Kabil meraktır,

Kabil şüphedir,

Kabil eylemdir,

Kabil dile gelmez olanı görmeye çalışandır,

Kabil efendiden nefret edendir.
* Bütün Alıntılar kitaptandır: Kabil, (Kaim) Jose Saramago, Çeviren: Işık Ergüden, Kırmızı Kedi Yayınevi, Ekim 2011, İkinci basım
** Saramago'ya bianen cümle içerisindeki özel isimler büyük harfle başlamamıştır. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder